Önce Alara başladı bu blog işine. Kızım.
Konusu bana uzak da olsa, hem yazı dilini sevmemden, hem de kendisini pek beyenmemden :), her
sabahın ilk aktivitesi oldu onun bloguna bakmak. Sonra Yeşim ve Osman’ın
bloglarına göz gezdirir oldum. Çocukluk arkadaşlarım. Çok sevdikleri
tekneleriyle yaşadıkları keyifleri paylaşıyorlar. Bunlar dışında da birkaç
ilgilendiğim blog var, ama tümü bir elin parmaklarını geçmez.
Sosyal medyayla ilişkisi epey kısıtlı bir
adamın blog yazarı olmaya niyetlenmesine gelince...
Bir yandan bir köyün yamacına yerleşip,
daha önceden bilmediğimiz bir yaşamı tadacaz Suzi’yle. Ve paylaşmayı
istedikleri kadar oğlumla, kızımla, aile ve dostlarla. Köyün sahipleriyle
komşuluğu yaşayacaz. Bu, işin sosyal süreci. Yepyeni bir deneyim bizim için.
Bir de, bir kulübe yapıyoruz kafamızı sokacak.
O da bize yeni. İlk saman ev deneyimim bu kulübe olacak. Bu da, biraz daha
teknik, daha alengirli tarafı işin.
Tabi bir de, köyde daha fazla vakit
geçirebilmek için, ortama uygun bir üretkenlik gerek. Var bazı planlar. Zamanın
şekillendirmesine açık. Farklı, uzun soluklu bir diğer süreç o da.
Kişisel olarak hedeflenen ise, kalan vakte daha
çok tabiat sığdırmak. Böyle deyince kulağa hoş geliyor da, bu da esasta
‘yaşlanmaya renk katma’ süreci (umudu) olsa gerek :)
Kırsalda yaşama bizden çok önce adım atmışlar
var. Bir de bu adımı atma hayali olanlar. Hem haftada birkaç gün birkaç satır
yazıp kendimize bir defter tutalım, hem de bilenler, ilgi duyanlar, heves
edenlerle bu süreçleri paylaşalım istedik. Arada tecrübelilerden uyarılar,
öneriler alalım, niyet edenlere de yaşadığımız deneyimleri aktaralım
düşüncesiyle heves ettik, başladık.
Umarız hem bu yolculuk, hem de blog düşündüğümüz
kadar uzun soluklu olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder