KULÜBE
Plan |
Dogu |
Guney |
Bati |
Kuzey |
Mimar değilim. Merakım var sadece. ‘Paint’i kullandım
windows’da. Amatörlük burada bitmiyor. Julien bunlardan
hareketle teknik çizimleri çıkartıyor. Daha doğrusu kareli bir defteri var,
önüne gelen her sayfaya gönye (cetveli yok henüz) ve tükenmez kalemle birşeyler
çiziyor. Yanlış çizerse silemiyor, üstünü karalıyor. Arada deftere kahve
dökülüyor, o olmazsa rüzgarda sayfalar uçuşuyor. 30 derece sıcak altında 8 saat
çalışma sonrası kampa dönüyoruz, Julien açıyor bir bira, tebessümle ‘ev shok
güzel olacak inshala’ diyor. Bu arada sayfalardan biri arkadaki kamp ateşinde
yanıyor!
Gülüyoruz da, ...
EKİPMAN
EKİPMAN
Daha arsada elektrik yok. Olması da biraz
vakit alacak. Evela jeneratör, su pompası ve benzinli ağaç testeresini aldık. Sonra da koştuk Perşembe Pazarı’na, iyi bir gönye kesme tezgahı, tripodlu lazer ve diğer
marangozluk aletlerini topladık. Bir miktar alet-edevat da Julien’de ve bende
vardı, ekipman tamamlandı (isteyene liste gönderilir). Daha sonra bir de mikser aldık, sıva harcı karıştırmak üzere. Tabi bir dolu da malzeme
var aldığımız, altyapı ve inşaatı anlatırken bahsedicem.
EKİP
Monsieur Julien (Toprak) |
Emrah |
Muhtar Burhan |
Edvin, Aydin |
Bir de gönüllüler var tabi. İnternette konuyu araştırırken görüyorsunuz, ekolojik evlerin çoğu, eş-dost ve çevreden birtakım gönüllülerin de yardımlarıyla yapılıyor. Hem iş süratleniyor, hem gönüllüler bu tür ev yapımında tecrübeleniyorlar. Çoğu kendilerine aynı malzemeden ev yapmayı planlayan insanlar, doğayı seviyorlar, birlikte güzel vakit geçiriyorlar. Türkiye’de durum farklı değil (miş). Julien daha evel birtakım atölyelere katılmış, eğitmenlik yapmış biri. Buralardan birçok dostu var. Aralarında, bir hafta, onbeş gününü bu işe ayırabilenler olduğu gibi, haftasonu atlayıp gelenler de oluyor.
Bize de geldiler. ‘Aman Julien, çok erken’ dedik, ama niyetlenmişler bir kez. Daha ne tuvalet tamam, ne duş. Yarım parmak bir hortumdan su akıyor (yanımızda muhteşem bir kaynak var şansımıza), bir kamp platformu yapılmış, üstü kapatılamamış, güneş tepemizde, kamp alanınında temizlenmemiş dikenler, çatal-kaşık 4 adet...
Gece saat 11:30’da, yedi gönüllü, toplam iki adet küçük çadırla geldiler. 3’er kişi sıkışmalarına rağmen 2 çadıra sığmadılar, aralarindan bir kişi, daha yapım aşamasındaki tuvaletlere bir uyku tulumu attı, yerleşti. Ben uyudum. Sonra sabaha karşı 4:00’de iki kişi daha gelmiş. Sabah erken üç kişi daha.
Neticeye geliyorum, iki gece kaldılar, kalabalık gerektiren bir sürü işi kolaylıkla becerdik, birkaç tane daha az kalabalık gerektiren işi elimize yüzümüze bulaştırdık :). Bununla birlikte, hem kulübenin temel yerleri tespit edildi (sonra birkaç kez daha yeniden tespit edildi), hem kamp alanına çatı yapıldı (sonra mecburen bir daha yapıldı).
Pazar günü kahvaltıda hep beraber ufak bir durum değerlendirmesi yaptık. Gelinen sonuç; düzeninizi kurmadan, daha kendiniz ne yaptığınızı bilmeden, gelenlere tanımlı bir iş sorumluluğu verecek hale gelmeden kimseyi ağarlamaya kalkmayın. Yoksa, iş yapmaktan çok, survivor tadında bir haftasonu pikniği yaşanıyor.
Yine de, tüm dağanıklığımıza rağmen iyi ki
geldiler, tatlı insanlarla tanıştık, birlikte yedik, içtik, koşturduk. Üstüne üstlük, Bahar’ın becerikli gözünden, bu serüvenin ilk ve nefis fotoğraflarını edindik. Onlarsız hikaye eksik kalırdı. Herşey
için teşekkürler.
Bu arada aynı haftasonu, araya bir de küçük aşk hikayesi sığdı, detaya girmiyorum. Ah, l’amour a la campagne ...
ALTYAPI
Evela kamp yerini yapmaya basladık. 20m2
civarı bir platform, üstüne bir çatı. İki tuvalet (kompost), iki duş. Bir
yandan da kulübenin altyapı işleri başladığından kampın tamamlanması biraz vakit
aldı, ama sonunda çadırdan yatağa terfi ettik.
Eve yönelik altyapı için öncelikle bir kepçe çağırıp, arazinin tüm üst yakası boyunca 50-60 cm derinliğinde dar bir kanal açtık. Kepçeci Ferhat biraz hoyrat, işi yaparken kanalın üstünde kalan ağaçların dallarını kırmasın diye peşinden koşup durduk. Yine de birkaç zorunlu budama oldu. Güney doğu sınırımızda, 7-8 mt düşük irtifada nefis bir kaynak var. Ordan suyu pompayla alıp, en üst kota oturttuğumuz 500 lt.’lik bir depoya aktardık. Depodan da, tüm üst yaka boyunca, hafif eğimden de faydalanarak, kanala döşediğimiz boruyla şantiyeye kadar taşıdık. Su için 1,5”, hem su hem de ilerde elektrik kablosunu da taşıyacak daha geniş bir koruyucu için de 2,5” spiral boru alındı. Çok eski bir arkadaş, Mişel’den (Ender Plastik). Ek yerlerine pimaşdan rögarlar yaptık. Herhangi bir müdahele için yeterli genişlikte değiller ama, en azından toprağın üzerine çıkan ve bize bağlantı yerlerini gösteren kapaklı borular var her 25 mt’de bir.
Harikulade bir kapaklı boru resmiyle bitirelim :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder