10 Ağustos 2012 Cuma

Post #5


İNŞAAT

Ev, 9 adet 20x20 cm ağaç direk üzerine oturacak. Batı’daki giriş ve kuzeydeki depo için de 4 ekstra ayak var. Ayrıca üç fasadı çevreleyen dek için de ayrı ayaklar. Direkler toprağa 70-80 cm kadar gömülü, içi boş, 50 cm çapında beton büzlerin üzerine oturuyor. Komşu köyden gelen traktörün arkasındaki kavak dikme burgusu ile 60 cm çapında birer metrelik çukurlar açtık. Büzler de bunların içine oturtulacak. 15-20 cm’i toprak üstünde kalıyor, içlerinde taş, kum ve beton var.


Tabi bu işin öncesinde, evin ayaklarını ve dolayısıyla bu büzleri nereye koyacağımızı tespit etmek lazım. Julien’in elinde ip var, kenarları uzunca bir gönye var, hazır kesilmiş ince kazıklar var, ve en önemlisi, tripodlu lazer var. Bu alet, hem kot, hem de yön tayininde çok işe yarıyor. Tek numarası, sadece karanlıkta iş görmesi. Biz gündüz başladık, lazeri kullanmaya imkan yok, gönyeyle çalışıyoruz.  Ha bu arada, evin oturacağı alanda bizler + 13 gönüllü + Boza ve Mohito var. Birileri ip tutuyor, birileri kazık çakıyor, birileri o kazıkların çakılması için merdiven taşıyor, önüne gelen, durduğu noktadan bağırıyor ‘biraz sola, yok yok, şimdi sağa’. Bakıyorum, doğru iş çıkması epey uzak ihtimal, Julien’e ‘arkadaş, bu işi 2-3 kişi salim kafayla yapsak ya’ diyorum, ‘mevak etme lazev vav, akshama kontvol yapacam’ diyor. 


Bundan sonrasını evela uzun uzun yazdım, sonra baktım bir alay tad kaçıran detay, vazgeçtim. Neticede, iki günlük uğraş sonrası bir haftalığına İstanbul’daki işlere koşturup, ardından tekrar Yeşilce’ye döndüğümde, temellerin hemen hepsini yeniden yapmak durumunda olduğumuzu görüyorum. Ciddi vakit, nakit, ve dolayısıyla keyif kaybı.

Gerekenler konuşuldu. Her hikayede olduğu gibi, tüm tarafların kendine çıkartacağı dersler mevcut.


Boza dahil ...



Mohito hariç! :)


Evin ahşap iskeletinde kullanılacak tüm ahşabı yan köydeki bıçkıda kestiriyoruz. Meşe kullanıyoruz. Çok da iyi fiyat aldık. Tabi ağaçlar taze, epey oynayacaklar. Çözüm, mahyaları daha sık kullanıp, ahşabın şekil almasını minimuma indirmek. Buna rağmen oluşacak oynamalar da sineye çekilecek. Ayaklar 20’ye 20, kolay dönmezler ümidindeyim. Evin iskeletini yapmakta kullanacağımız ahşabın da, dış şartlarla teması olmayacak.


Dek için 60 m2 emprenye edilmiş ağaç İstanbul’dan gelecek. Pencere ve kapılar da Şevket Usta’nın Çağlayan’daki atölyesinde yapılıp, Yeşilce’ye götürülecek. Bir de, tüm civar şehirlerde aranılıp bulunamayan düzgün kalite OSB İstanbul’dan geliyor. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder