14 Ağustos 2012 Salı

Post #8


BALCI AHMET VE AİLESİ

Balci Ahmet










                                                                       
Balcı Ahmet 85 yaş civarı. Eşi kendinden epey genç, 3 oğlu, bir kızı var. Büyük abi İbrahim, sonra sırasıyla İsmail, Selim ve kızkardeşleri geliyor. Çok uzun senelerdir ailesiyle birlikte Demirköy-İğneada sınırında kalan 25 dönüm bir arazide, büyükbaş hayvan yetiştiriciliği ve arıcılık yapıyor. Daha doğrusu, kendisi Türkiye’nin en güzel ballarından birini üreten arılarıyla haşır-neşir (hala çocuklara teslim etmiş değil o işi), İsmail ve Selim bahçeyi ekiyor, hayvanlara bakıyorlar, İbrahim de daha çok Demirköy’de volta atıyor. Arazinin yanından yörenin en geniş deresi, Bulanıkdere geçiyor. Benim şimdiye kadar çevrede gördüğüm en güzel toprak parçası burası.


Foto: Kerim Bozkurt

Ulaşımı çok kolay değil. Evela orman yolundan  4-5 km içeri girip, sonra da 1,5 km kadar ancak traktör veya 4x4 aracın gidebildiği dik bir yokuşu inmek gerekiyor.

                    
Foto: Murat Tomruk


Foto: Kerim Bozkurt












Elektrikleri yok (bir senedir Aydın’ın hediye ettiği bir güneş paneliyle 2 ampul yakmaya, haftada bir-iki saat de TV seyretmeye başladılar). Su, yukardaki kaynaktan. Ormanın içinde kalmış bu cennet toprak parçasını ne fotoğraf, ne söz hakkıyla anlatabilir. Allahtan ailede iyi fotoğrafçı bol, sevdiğim köşelerden bazılarını paylaşabiliyorum.

Foto: ROB

Altta Bulanıkdere'nin yaz hali...

Foto: Kerim Bozkurt


TEKRAR İNŞAAT

Bu hafta Cuma kaçamadık, C.tesi gittik, P.tesi dönmek üzere. İğneada’ya birkaç yol alternatifi var. TEM’den Lüleburgaz çıkışına kadar gidip, Pınarhisar, Poyralı, Demirköy yolu, kilometre olarak diğer alternatiflerden uzun, ama otoyolda yapılan sürate göre en kısa sürelisi dahi olabilir. Bir diğer seçenek, TEM’de gidilen mesafeyi yarıya indirip, Çerkezköy çıkışından çıkarak Saray, Vize, Poyralı, Demirköy güzergahı. Ama malesef Çerkezköy’den Vize’ye kadar, en azından yol üzerinde göze hoş görünen köy-kasaba beklemeyin. Vize’den sonra durum toparlanıyor. Birkaç haftadır da otoyola hiç çıkmadan, Kemerburgaz-Saray yolundan gidiyoruz, bir şekilde en az yoran alternatif bu şimdilik. Minimum trafikli güzergah olmasından olsa gerek. Tüm alternatifler 200 – 250 km içerisinde. 


İnşaat bayağı ilerledi. Bu hafta tüm zemin ortaya çıktı, izolasyonunun büyük kısmı bitti, sıra duvarların iskeleti ve çatıda. Julien ay sonuna çatıyı da kurmuş oluruz diyor. Kursak iyi olur, Eylül’de yağmurlar başlar.


Sabri



İzolasyonda killi toprak, saman ve kireç kullanıyoruz. Kulübenin ağırlığı şimdiden birkaç ton olmuştur. Hem Julien, hem toprak işini bilen köy ekibi, soba yakmadan oturabileceğimizi düşünüyorlar kışın. O kadar olmasa da, epey işe yarıyacağı belli.



Bu arada Azelya kampta bir haftadır, Julien mest. Azelya Peru'dan yeni döndü, ayağının tozuyla inşaata dalıp, OSB vidalama eksperi oldu (kolay iş değil ha sırt üstü).


Ahmet ustayı boydan alamadık, iki fotoda sunduk :)








Bugüne kadar hep geriden takip ediyorduk, bu fotolarla inşaatın güncel halini yakaladık.






Bahar’ın bahçeden çektiği çiçek-böcek fotolarıyla bitirelim.  








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder